Kronik hastalıklar dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkelerde hızla artmakta, varolan sağlık bakım sistemini zorlamakta ve neden olduğu maliyet ile tüm ülkelere ekonomik yük teşkil etmektedir. Bu nedenle sürekli bakıma gereksinim duyan bireylerin tüm yaşamlarını etkileyen bir sağlık sorunudur ve 21.yy’da kalkınmanın önündeki en büyük sorunlardan biridir. Günümüzde kronik hastalıkların görülme sıklığı hızla artmakta, ölümlere ve çeşitli sakatlıklara neden olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) yüzyılın en önemli sağlık sorunu olan kronik hastalık yükünün 2002 yılında %60 iken 2020 yılında %80’e çıkacağı ve küresel bir tehdit olacağını belirtmiştir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) en önemli sağlık sorunu olan kronik hastalıkların 2020 yılında artacağının beklendiği ve tüm ölümlerin %73’ünün bu nedenle olacağı ve global yükün ise %6 olacağı beklenmektedir. Kronik hastalıkların artmasında, tanı ve tedavideki gelişmeler, hızlı kentleşme, bireyin yaşam süresinin uzaması, stresörlerin artması, fiziksel aktivitelerde azalma, beslenme alışkanlıklarındaki değişim bu nedenlerden bir kaçıdır. Kronik hastalıkların yönetiminde profesyonel sağlık ekibi özellikler hemşirelerin; gereksinimi olan bireye ve aileye eğitim, bakım, danışmanlık çalışmalarını organize etme, değişimin temsilcisi olma, kaynak kişi olma gibi sorumlulukları bulunmaktadır. Bütüncül bakım koordinasyonu ve sürekliliğin sağlanmasında
ekip çalışması önem taşımaktadır. Uluslararası hemşirelik birliğinin 2010 yılı temasında tüm hemşirelerin kronik hastalıklarla savaşmaları gerektiğini belirtmiş ve bu konuda göreve çağırmıştır.
Kronik hastalıkların yönetimi hastalığın tedavi basamaklarına bağlı olarak hastaların öz yönetim becerileri kazanmasına, kaybedilen becerilerin tekrar yerine getirilmesinde, değişik yöntemler kullanılarak hastaların güçlendirilmesini hedeflemektedir. Bu süreç planlıdır, bu yol ile hasta ve ailede ortaya çıkan fizyolojik psikolojik ve sosyal sorunlar giderilmeye çalışılır, diğer bireylere olan bağımlılık
azaltır ve bireylerin, ailelerin yaşam kalitesi olabildiğince artırılır, beklenen hasta sonuçlarına ulaşılarak sonuçta bakım maliyetini azaltır. Hemşirelerin bu süreçte hasta ve aile gereksinimleri doğrultusunda; model ve kuram kullanımı önem taşımaktadır. Bu yol ile hemşireler karar verme becerilerini
kullanarak ve kritik düşünme yolu ile kavramsal bilgiyi sistematik bir şekilde rehber olarak kullanırlar ve bakım ile ilgili kuramlar yolu ile sorunları önceden saptarlar. Önleyici girişimler planlanır, bu konuda hemşirelerin farkındalıklarının artırılması önem taşır.
Hemşirelik disiplini günümüzde gelişen bilgi ve teknolojiyi en iyi şekilde kullanarak hızlı bir değişim göstermiştir ve sağlık sisteminin vazgeçilmez bir ekip üyesidir. Profesyonel bir disiplinde; meslek üyelerinde bilimsel bilgi içeriğinin olması ve uygulamalarının bilimsel temele oturtulması gerekmektedir. Bu nedenle tüm diğer profesyonel mesleklerde olduğu gibi hemşirelikte de uygulamaların bilimsel bir tabana temellendirilmiş olması ve kanıta dayalı uygulamaların gerçekleştirilmesi, kuram ve uygulama arasındaki boşluğu bir an önce kapatılması gerekmektedir.
Hemşirelik temel bilgisi; mesleğe özgü kavram ve kuramlarla açıklanmaktadır. Hemşirelik modelleri; hemşire, insan, çevre, sağlık ve hastalık kavramları rasındaki ilişkiyi tanımlamaktadır. Ancak hemşirelik alanında teori, kuram ve model kavramları çoğu zaman aynı anlamda kullanılmaktadır. Hemşirelik kuram ve modellerinin kavramsal çatısı; hemşirelik eğitim yönetim ve uygulamalarına ve araştırmalarına bir temel oluşturmakta ve bu alanları yönlendirmektedir. Bu nedenle hemşirelerin eğitim, yönetim, uygulama, araştırma gibi her alanda geliştirilmiş olan kuramları kullanmaları ve bu kuramları kullanırken ülke gerçeklerine uygun olmasına dikkat etmeleri önemlidir. Hemşirelik kuramları ve bilimi açık ve dinamik bir sistemdir ve zaman içinde değişime uğrar. Bu nedenle günün koşullarına uygun kuramların geliştirilmesi ve bu gelişimin sürdürülmesi mesleğin bilimselliği açısından önem taşımaktadır.